Alfred Hitchcock, tüm zamanların en iyi sinema yönetmenlerinden biri şüphesiz. Korku ve gerilim alanında kültleşen filmleri ile bir dönem insanları yataklarında bir başına yatmaktan korkar hale bile getirdi. Sadece bu mu? Kimileri evde bir başına duşa girmekten korkar oldu, kimileri etrafta uçan kuşlardan. İnsan hayatına bu denli nüfuz eden bir yönetmenin filmlerini henüz izlemediysen çok şey kaybediyorsun, bizden söylemesi. “Hangi filmini izlemeliyim?” dersen de burcuna danışman yeterli.
Koç
Alfred Hitchcock’un kariyerinin son filmlerinden biri olan Frenzy (Cinnet), Londralı kadınlara önce tecavüz eden ardından da boğazlarını sıkarak öldüren bir katilin yaşamını anlatıyor. Polisin katili arama çabası içerisinde ne sessiz bir seyirci olarak kalabilmek mümkün oluyor ne de yarım bırakabilmek. Gerilim dozunun son dakikaya kadar devam ettiği filmde Koçların bile hiç adeti olmadığı halde koltuklarına çakılı kalacağına ne şüphe. Sabırsız bir Koç olarak katili polisten önce bulacak olmanın küçük bir bedeli.
Boğa
Francis Iles’in Before the Fact adlı romanından uyarlanan Oscar ödüllü Suspicion (Şüphe), psikolojik gerilim türündeki filmlerin unutulmaz örneklerinden biri. Lüks ve ihtişam dolu bir hayata sahip olan Lina ile sosyetik ve uçarı bir karakter olan Johnny’nin kesişen hayatlarının anlatıldığı filmde, bir Boğa için yok yok; aşk, para, sadakat… Peki tüm bunlardan şüphe ederken yaşamak nasıl mümkün olur? Suspicion tam da bu soruya yanıt arıyor ve izleyicilerine gerilim dolu iki saat vaat ediyor.
İkizler
Korkunç bir cinayetle filmin ilk saniyesinde izleyicilere kısa çaplı bir şok yaratan ve filmin sonuna kadar da gerilim duygusunu elden bırakmayan The Rope (İp), kusursuz cinayetin varlığına inanan zıt karakterde iki arkadaşın işlediği bir cinayeti anlatıyor. Baş karakterler cinayetin ardından verdikleri partiyle zekalarını kutlarken bir misafir bir şeylerin yolunda gitmediğini anlamaya başlıyor ve olaylar hızla gelişiyor. Tek bir mekanda geçmesine rağmen İkizlerin bile gözlerini kırpmadan izleyeceği film, sıra dışılığı ile onları hipnotize edilebilir.
Yengeç
Korku sinemasının gelmiş geçmiş en iyi filmlerinden biri olan Psycho (Sapık), Marion Crane isimli bir sekreterin patronunun emanet ettiği parayla kaçarak bir otele gelmesi ile başlayan olaylar silsilesini anlatıyor. Annesiyle çözülmesi güç bir ilişkisi olan otel sahibi Norman Bates ile Marion arasında yaşananlar sinema tarihine altın harflerle yazılırken, filmin senaryosu son ana dek izleyici kendine bağlıyor. Aile ve aşkın en tutkulu örneklerinden biri olan filmin Yengeçler için de başyapıt olarak kabul edileceğine şüphemiz yok.
Aslan
Alfred Hitchcock’a uluslararası bir ün kazandıran The 39 Steps (39 Basamak), masum bir çiftçi olan Richard Hannay’in işlemediği bir cinayet yüzünden peşine düşen polislere karşı suçsuzluğunu ispat etme çabasını anlatıyor. Aksiyon dolu sahneleri ve zeka dolu senaryosuyla bir Aslanın hoşuna gidecek çokça unsuru bünyesinde bulunduran film, baş karakterle doğrudan bir özdeşlik kurmalarını sağlıyor. Kendini kanıtlamaya kararlı ve üzerine sürülen lekeyi kimseleri beklemeden temizleyebilecek karakterdeki bir Aslandan daha azı beklenebilir mi ki?
Başak
Gerilim ve korku türünde özgün örneklerden biri olan Vertigo (Ölüm Korkusu), polislik yaptığı sırada ortağının çatıdan düşmesi üzerine yükseklik korkusuna kapılan Scottie Ferguson’un istifa ettikten sonra başladığı dedektiflik yaşamını konu alıyor. Eski bir arkadaşının eşini izlemekle görevlendirilen Scottie, bu süreçte kendini hem çözemediği olaylar zinciri içerisinde buluyor hem de kendi korkularıyla yüzleşiyor. Her detayın göz önünde tutularak izlenmesi gerektiği filmde çokları son sahnede şok olsa da Başakların olayları filmin ilk yarısında çözmesi şaşırtıcı olmaz.
Terazi
Gösterime girdiği yıl en iyi film Oscar’ını kucaklayan Rebecca, Hitchcock’un romantik yönü ağır basan gerilim türündeki ender filmlerinden. Baş karakterlerden Maxim de Winter ve yeni evlendiği eşinin hikayesinin anlatıldığı film, Maxim’in önceki eşi Rebecca’nın gölgesi altında geçiyor denebilir. Terazilerin de filmi izlerken hem iki aşığa hayran kalacağına hem de çiftin geçmişine yönelik sorularına son ana dek yanıt arayacağına eminiz.
Akrep
“Mükemmel cinayet mümkün müdür?” sorusuna yanıt aranan filmlerden biri olan Dial M for Murder (Cinayet Var), eşi tarafından aldatılan Tony Wendice’in kurduğu tüyler ürpertici intikam planını konu ediniyor. Planının uygulama aşamasında karşılaşılan çeşitli aksilikler filmin gerilim dozunu giderek arttırırken, son dakikalara kadar izleyicilerin gözlerini filmden ayırması mümkün olmuyor. Karda yürüyüp izini belli etmeyen Akreplerin de gizemli cinayet planını diken üstünde izleyeceğine kuşku yok.
Yay
Yanlış zamanda yanlış yerde bulunan baş karakter Roger Tornhill’in nefes kesen hikayesinin anlatıldığı North by Northwest (Gizli Teşkilat), dönemin unutulmazları arasına giren filmlerden biri. Roger, masumiyetini ispat etmeye çalışırken aslında ne denli kompleks bir işin içinde olduğunu fark ederken, izleyiciler de onunla birlikte kaçış sahnelerine ortak oluyor. Özgürlüğüne düşkün ve macera seven Yayların filmi nefeslerini tutarak izleyeceğine güvenimiz tam.
Oğlak
Bir tren yolculuğunda yolları kesişen biri boşanmak üzere olduğu eşinden diğeri ise babasından nefret eden iki karakterin hikayesinin anlatıldığı Strangers on a Train (Trendeki Yabancı), çapraz cinayetle kusursuz bir cinayet işlenebilir mi sorusunun cevabını veren filmlerden. Tanışıklık sonrası gelişen olaylarsa filmi bir hayli ilgi çekici kılıyor. Önüne çıkan engelleri kaldırmaktan çekinmeyen ve her işinde planlı programlı hareket eden Oğlakların filmi sevmemesi için tek bir neden yok.
Kova
Etrafta elini kolunu sallaya sallaya dolaşan bir katil varken rahat uyumak mümkün mü? Hele ki katilin aile üyelerinden biri olması şüphesi varsa. Psikolojik gerilim türünün unutulmaz örneklerinden Shadow of a Doubt (Şüphenin Gölgesi), yapbozun parçalarını bir araya getirmeyi başaran bir kuzen ve amcası arasındaki kovalamacayı anlatıyor. Tarafsızlıktan ödün vermeyen ve söz konusu insanlık olduğunda kimselerin gözünün yaşına bakmayan Kovalar için mutlaka göz atılması gereken filmlerden.
Balık
Doğa ve insan arasındaki savaş temalı filmlerin ilk örneklerinden biri olan The Birds (Kuşlar), Bodego Bay kasabasındaki kuşların birden agresif yaratıklara dönüşerek insanlara saldırmaları sürecini anlatıyor. Hitchcock’un üstün hayal gücüyle ortaya çıkan unutulmaz film, izleyenleri bir süre kuşlardan korkar hale getirebilecek kadar gerçekçi de. Böyle bir dünyayı zihninde kurgulayabilecek belki de tek burç olan Balıklar, inanıyoruz ki son dakikaya kadar filmden gözlerini ayıramayacak.
Bir cevap yazın